İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek Kaya İmamoğlu, Fatih’te katıldıkları iftar programının ardından Ümraniye’ye geçti. CHP Ümraniye Belediye Başkan adayı Aykut Erdoğdu ile seçim otobüsüne binen İmamoğlu, ilçe turu yapmak istedi. İmamoğlu ve Erdoğdu’yu taşıyan otobüsün önü, Aşık Veysel caddesinde, kalabalık ve coşkulu bir vatandaş topluluğu tarafından kesildi. İlçe turu olarak planlanan Ümraniye etkinliği, böylece halk buluşmasına dönüştü. Vatandaşların sevgi gösterilerini karşılıksız bırakmayan İmamoğlu ve Erdoğdu, coşkulu kalabalığa konuştu.
“Hakkınızı helal edin. Vallahi ne diyeyim? O kadar minnet doluyum ki, teşekkürleri bir borç biliyorum. Çünkü biz, bu akşam, Aykut Başkanımla birlikte, İlçe Başkanımızın çizdiği bir güzergahta, sizleri otobüsle selamlayacaktık. Ama siz, muazzam bir karşılamayla tabiri caizse, bizi motive etmek için toplanmışsınız” sözleriyle duygularını dile getiren İmamoğlu şunları söyledi:
“VATANDAŞINA KARŞI HADDİNİ BİLEN İNSANLAR OLMAK ZORUNDAYIZ”
Ahlaklı, erdemli ve halkının sesini duyan bir beş yılı hizmet anlamında size sunma gayreti içerisindeydik. Şu kuralı hep uyguladık. Biz yöneticiler olarak, seçilmiş yöneticiler olarak, seçilmiş kamu yöneticileri olarak sizlere laik olma çabası aynı zamanda vatandaşın yetki sahibi olduğunu bilen, İstanbul mülk sahibi milletimiz. Memleket mülk sahibi milletimiz. Biz sizlerin görev verdiği insanlarız. Dolayısıyla bizim gibi yöneticiler vatandaşına hat bildiren değil, vatandaşına karşı haddini bilen insanlar olmak zorundayız. Bunu, üstüne basa basa söylüyorum niye biliyor musunuz? Ramazan ayındayız, Ramazan ayı insanların birbirini hissetme ayı. Hissetmek şu demek. Biz eşiz, biz insanız insanca yaşamı hep birlikte hak ediyoruz. İnsanca yaşamı sağlamak için bir eşitliği, adaleti sağlamalıyız. Bu kavramların var olması için almamız gereken uzun bir yol var. Bu yolun, temel güzergahı yerel yönetimdeki başarıdır. İstanbul’da biz sosyal adaleti sağlamak adına çocuğu genci.. çocuklarımız, gençlerimiz, anneler, kadınlar, toplumun her parçası… ne yaptık? Bir eksik mi var onu kapatmalıyız. İşte anne, çocuk destek paketi öyle doldu. Doğum paketi öyle doğdu. Anne çocuk kartı öyle doğdu. Yüz bin öğrenciye burs öyle doğdu. Gençlere, gençlere sanatta, kültürde farklı imkanlar öyle doğdu. Çocuklara süt dağıtmak öyle doldu. Şimdi yeni dönemde bursu iki katına çıkarmak adına, sosyal adaleti sağlamak adına ve bunun gibi özellikle kentsel dönüşümü destek paketimiz o şekilde devam ediyor.
“10 BİN LİRA PAZAR DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Emekli dar gelirli emeklinin kentsel dönüşümün yüzde 65’ini biz üstleneceğiz Dar gelirli, bir aile, kentsel dönüşümü sürdüremiyorsa 60’nı biz karşılayacağız. Asgari ücretle geçinen bir aileyse kira desteği, devletin verdiği kira desteği üstüne yedi bin lira biz vereceğiz. Kira desteği, bir emekli evini dönüştürüyor ve kira desteğine ihtiyacı varsa devletin verdiği bir üstüne dokuz bin lira biz vereceğiz. Bütün bu destekler emekli bir büyüğümüz, bir emekli maaşıyla geçinen bir haldeyse 10 bin lira pazar desteği vereceğiz. Asgari ücretle geçinen bir hane ise o evi yıllık 10 bin lira ulaşım desteğiyle destekleyeceğiz. Yüz bin çocuğa burs veriyoruz, ikinci yüz bin çocuğa da İstanbul ücretsiz ulaşım kartı hediye edeceğiz. Bütün bu söylediklerim hangi prensible biliyor musunuz? Az önce dedim ya mülk sahibi bu cennet vatanın sahibi milletimiz. Peki milletimiz kim? Eşit, hür, hangi inançtan, hangi etnik kökenden olduğuna bakmayız. Bizim canımız, ciğerimiz, vatandaşımız. Tam 86 milyon kişi 16 milyon İstanbullu.
“İSTANBUL’A TOPLANIP GELEREK ADAYINIZI AŞAĞIYA ÇEKİYORSUNUZ”
Dolayısıyla kime oy vermiş, kime oy vermemiş hiç mi önemi yok. Bizim tek derdimiz var. Bir an önce bu yoksulluk, bu ülkenin üzerinden dağılsın, gitsin. Bir an önce biz bu toplumu zenginliği konuşalım. Parasını pul edenleri, günü geldiğinde milletimiz değerlendirecek. Ama önümüzde 31 Mart var. İstanbul’a beş yılı, çok nitelikli bir dönemi yakışan bir dönemi ortaya koyan ekibe liderlik yaptım. Şimdi 31 Mart’a kadar birileri Ankara’dan toplanmış gelmiş tam 17 kişi. Bunlar kabine, hepsinin adı kabine. Kabine yani atanarak bakanlık görevine gelen insanlar devletine tabii, devletinin tariflediği görevi yapan insanlar. Bu insanlar, örneğin biri ekonomiyle ilgilenecek biri maliyeyle ilgilenecek, biri adaletle, biri şehircilikle, biri ulaştırmayla, birisi İçişleriyle ilgilenecek öyle değil mi? Ama o 17 kişiye artı bir diyelim. Sayın Cumhurbaşkanı demiş ki, siz İstanbul’a gidin, ben oraya bir aday atadım ama aday baş edemiyor. Siz 17’niz bir olun yetmezse bende gelirim Ekrem’i alaşağı ederiz. Ben de diyorum ki isterseniz 17 1 olun. Bir de adayınız var ama ya adayınıza ayıp ediyorsunuz. Adayınız da yanlış yapıyorsunuz. İstanbul’a toplanıp gelerek adayınızı bence aşağı çekiyorsunuz, olmaz. Yazık değil mi? Yazık. Yazık. Bırakın aday mücadelesini versin. Toplanıp gelmişler.
“ONLAR NE YAPIYOR BİLİYORMUSUNUZ? GÜCÜ DE YETKİYİ DE BİR KİŞİYE VERİYORLAR”
Şimdiden size ben ne yapacağımızı söyleyeceğim. 31 Mart’a kadar 17 1 artı aday bu ekibe karşı topyekün nasıl biliyor musunuz güler yüzle hep birlikte çalışıp komşularımızdan, akrabalarımızdan, eşimizden, dostumuzdan, telefonla arayacağımız komşunuzdan, iş arkadaşınızdan, Ümraniye Belediye Başkanı Adayımız Aykut Erdoğdu’ya, Ümraniye’de oy istemeye hazır mıyız? Biz çok uzun zamandır birlikte siyaset yapıyoruz. Dertleşiyoruz, tartışıyoruz çalışıyoruz fikirlerimizi çatıştırıyoruz. Niye biliyor musunuz? Doğru yolu bulmak için. Deneyimlerinizi bir araya getirip biz güç birliği yapıyoruz. Onlar ne yapıyor biliyor musunuz? Gücü de, yetkiyle bir kişiye veriyorlar Ankara’ya bakıyorlar. O yap derse yapıyorlar. Yapma derse yapmıyorlar. İmza at derse atıyorlar, atma derse atmıyorlar. İradesiz bir ortam var ediyorlar. Onlar bir kişiye bağımlı, biz ekip arkadaşı olarak milletine bağımlı insanlarız. Az önce dediğim gibi Aykut başkanım için Ümraniye’de çok çalışırsanız dedi ya ben bu şehrin kentsel dönüşüm sorununu biliyorum son terime kadar bu işin çözümü için samimi bir şekilde gece gündüz çalışıp bu işi en yüksek seviyeye taşıyacağıma söz veriyorum dedi. Bende bütün İstanbul’da köprü sorunu belli bir yol haritasına koymuş belli bir başarıyı elde etmiş büyükşehir belediye başkanınız olarak hem tüm İstanbul’un hem de Ümraniye’nin Aykut Erdoğdu başkanımızın iş birliğiyle bu ilçede kentsel dönüşüm sürecini en nitelikli seviyeye taşıyacağıma bütün Ümraniye’ler huzurunda Aykut başkanımla birlikte söz veriyoruz.
“17 1 VE SAYIN CUMHURBAŞKANI’NA NE DİYORUZ BİLİYOR MUSUNUZ”
Biz, İstanbul’a Ankara’dan gelen bu 17 1; yani Sayın Cumhurbaşkanı ve kabinesi aday… Onlara ne diyoruz biliyor musunuz? Sizi ağırladık, sizi misafir ettik. 2019’da sizi, 23 Haziran’da yanlış yaptığınız için, 806 bin kez misafir ettik. Şimdi ondan daha fazla sayıda misafir ediyoruz ve sizi Ankara’ya yolluyoruz. Nereye? İşinizin başına. Gidin; enflasyonu düşürün. Doğru mu? Emekli maaşını arttırın. Doğru mu? 3600 ek göstergeyi çıkarın. Doğru mu? Peki, yetmez… ‘Mülakatı kaldıracağız’ dediniz, namus sözü verdiniz. Mülakatı kaldırın. Doğru mu? Onları görevinin başına yollayacaksınız. AK Parti’ye oy vermiş, benim kıymetli hemşehrilerim de onlara, ‘İstanbul’a gelip, Ekrem İmamoğlu ile uğraşacağınıza, gidip ekonomiyi düşürün, ekonomiyi yerine getirin’ diyecek. Onlar bile, AK Partili hemşehrilerim bile, onları kendine getirmek için, Ümraniye’de Aykut Erdoğdu Başkanıma, İstanbul’da da bu kardeşinize oy verecek göreceksiniz. Biz size, şunu vaat ediyoruz: Bu şehirde, Ümraniye’de, diğer ilçelerimizde, İstanbul’un tamamında kardeşçe bir yaşam vadediyoruz. Siz; ayrıştıranı değil, birleştireni seçeceksiniz. Siz; kutuplaştıranı değil, birbirini kucaklatmayı size göstereni seçeceksiniz. Ümraniyeliler siz; size haddini bildireni değil, haddini bilen yönetici ahlakını seçeceksiniz. Siz; kanalı değil, İstanbul’u seveni seçeceksiniz. Öyle değil mi? Öyle değil mi Ümraniyeliler? Bir soru: Kanal mı, İstanbul mu? (‘İstanbul’ sesleri.) Aynen öyle. Son olarak; onlar diyor ki tam gaz geri, biz diyoruz ki tam yol ileri.
İmamoğlu, seçim otobüsünün yolunun kesildiği Dudullu’da da vatandaşlara kısa bir konuşmayla hitap etti.